2 Eylül 2008 Salı

FUNNY GAMES


Avusturyalı yönetmen Micheal Haneke'yi bu yıl İstanbul Film Festivali'nde ilk kez ingilizce olarak çektiği bir film ile izledik.Televizyonlardan bir nevi show gibi izlenmeye alışılagelen 'şiddet'in, usta yönetmenin ellerinde yoğurulup,sofralarımızda sinema tarihinin en irite edici filmlerinden biri olarak vuku bulduğu 'Funny Games' kolay tüketilemeyecek filmlerden.Yönetmenin 1997 yılında Avrupalı oyuncular ile Almanca olarak çektiği filme ,ABD'li oyuncular tarafından hiçbir çekim tekniği ya da senaryo değiştirilmeden ABD topraklarında yeniden hayat verilmiş.Naomi Watts(21 Gram,Eastern Promises),Tim Roth(Reservuar Dogs), Micheal Pitt(The Dreamers)'in başrolleri paylaştığı film, yeni tanıştıkları komşuları tarafından akıl almaz işkence ve tacize uğrayan bir aileyi konu edinirken,izleyiciyi tahmin edemeyeceği bir gerilimin içine sokuyor.Orjinal Avrupalı yapımı izleyenler,büyünün bozulmaması için ikinci Amerikalı yapımı izlemekten kaçınsalar da yeni filmin özgünlüğü(yeni toprakların havası olsa gerek)bu tezi çürütüyor.Micheal Pitt ve Tim Roth'un baby face-psycho diyalektiğinden yarattıkları karakterler yer yer nefes alış-verişinizi zor kılarken çoğunlukla şu soruları sordurtuyor:Tüm bunlar bir yönetmenin kurgusundan mı ibaret ya da günlük hayatlarımızda bir nevi oyun paketi içinde sunulan şiddetin sıradanlaşması mı?Funny Games,izleyiciyi ne büyük bütçelerle çekilen görsel sahnelerle,ne de kanın su gibi harcandığı,kesilen kol ve bacakların balon misali havalarda uçuştuğu sahnelerle 'germeye'çalışıyor.Arka planda müziğin bile karneyle kullanıldığı,oldukça sade ve saf anlatımıyla öne çıkan film doğrusu Hollywood gerilim sinemasına aynı topraklardan gerilim dersleri veriyor.

1 yorum:

Esen Demirci dedi ki...

tesekkurler muge. ben de yazilarina bayildim. sıklıkla takip edicem.