9 Eylül 2008 Salı

ölüm tecrübesi.


Aşağıda yazılanların tekmili,yaşanmış gerçek olaylardır.Yazarın hayal gücü,bilinç altı ya da rüyaları gibi realiteye aykırı durumlarla ilgi ve alakası yoktur.

Hallelujah nağmeleri eşliğinde bir cenaze törenine konuk oldum.Ardı sıra 6.Cadde'nin ismini hatırlayamadığım bir parçası diğer bir faniye,faniliğini hatırlatırcasına çaldı ve bitti.Duvarda yazılmış kısa açıklamayı okuduktan sonra,bilgisayar başında oturan bayanın yanına yaklaştım.Bayanın Yasenincenazeşarkınne? anlamına gelen bakışlarından sonra,tereddüt etmeden 'Let Down'diyebildim.Tabut görevini üstlenmiş,üstü beyaz,saten örtüyle kaplı dikdörtgen şekilli mekanizmaya uzanmadan önce geride sadece çantamı bıraktım.Sağ elimi sol elimin üstünde,göğüs altında kavuştururken göz kapaklarımı aşağı indirdim ve uzun,beyaz duvarlarda benim sayemde can lanan Let Down ezgileriyle kendi cenaze törenimi 'canlı yayın'da hissetmeyi,duymayı,yaşamayı denedim.Bir gün içinde en az iki defa uhrevi dünyadan ölüm sinyalleri alan ben,böylesine planlanmış bir cenaze töreninde beklenilen 'ceset modu' na giremedim.Bilakis tavandan sarkan spot lambalardan henüz zamanımın gelmediği,yaşımın çok az!!olduğu türünden envai çeşit iletiler aldım.(Çakralarım yalan söylemez.)298 saniye süren cansız beden taklidinden sonra mekanizmanın üstünden indim.Adımın ve cenaze parçamın yazılı olduğu kartı aldıktan sonra bienalin diğer bölümlerini gezmeye başladım.

Mekanizma üzerinde gözlerimi içimden dışıma tekrar açtığımda,sürekli tahayyül ettiğim ütopik öbür dünya yansımaları içine mi girmiştim?Yoksa adaletsiz dünya devleti 41. sezonuna mı girmişti?Yaklaşık 5 dakikalık cansız beden rolünün,hayatımın henüz yaşanmamış kısımlarını ütopik cennete dönüştüren sihirli değnek görevi ile kutsanması dileğiyle...Ölmeden önce İstanbul Modern e uğrayın...

Hiç yorum yok: