4 Nisan 2009 Cumartesi

BETTER THINGS

Better Things, ölüm ve aşk temalarını gençlik ve yaşlılık çizgisi üzerinde işlemeye çalışan bir İngiliz yapımı.Genç yönetmen Duane Hopkins’in ilk uzun metraj filmi olarak festivallerde görücüye çıksa da filmin çok başarılı olduğunu söylemek güç. Öyküsel kurgu eksikliği yaşayan, bu açığını doğal oyunculuk ve çekimler ile İngiltere’nin kronik puslu ve bunaltıcı havasıyla kapatmaya çalışan film amacına ulaşamıyor. Dolayısıyla konunun içine giremeyen izleyici bir zaman sonra filme yabancılaşıyor.
Filmin odak noktasında uyuşturucu yüzünden kız arkadaşını kaybetmiş genç bir çocuk; kısa bir zaman sonra ayrılmak zorunda kalacak olan genç sevgililer; evden dışarı çıkamayan ve sürekli aşk üzerine romanlar okuyan genç bir kız ve büyük annesi; son olarak da ilişkilerini sorgulamaya çalışan yaşlı bir çift var. Kanımca filmin en büyük dezavantajı objektifindeki kalabalık karakter sayısı. Konsantrasyonun izleyici açısından devam ettirmenin zaten zor olduğu yavaş tempolu filmlerde, birbirinden kopuk sahneler ve kalabalık sayılabilecek oyuncu sayısı, filmin hedeflediği etki ve mesajı azaltmasında ciddi önem taşır. Film de aşk ve ölüm üzerine söylenen az ama öz diyalog ve monologlarıyla keşke 4 hikaye yerine 2 hikaye anlatıp izleyicide istenen etkiyi yaratsaydı. Filmin diğer bir eksikliği ise yaşlı çiftin ilişkisi samimiyetle seyirciye yansıtılırken aynı inandırıcılık ve gerçekliğin genç çiftin hikayesinde yakalanılamamış olması.
Kısacası pitoresk görüntüleriyle İngiltere, gençlik arasında popülerliğine değinilen uyuşturucu, hayatın iki büyük gerçekliği olan aşk ve ölümün gençlik ve yaşlılık dönemlerinde algılanış biçimleri, güzel müzikler ve düşündürücü sözler “Better Things” in artıları olsa da oyuncu yönetimi, karakterler ve sahne geçişlerindeki aksaklıklar filmi “Daha İyi” yapamıyor.10 üzerinden 6 ile idare eder modunda kalıyor.

Hiç yorum yok: